Kirliliğin beyni nasıl etkileyebileceğini keşfetmek

Koku duyusunda azalma, belirli nörolojik durumlardan önce gelir ve kirliliğin bu hastalıkların riskini artırdığı gösterilmiştir. Yeni bir çalışma, bu bulguları birbirine bağlamayı deniyor.

Olfaksiyon, kirlilik ve Alzheimer hastalığı - bunlar nasıl bağlantılı?

Yıllar geçtikçe, araştırmacılar kirlilik ve Parkinson ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklar arasındaki bağlantıları görmeye başladılar.

Kanıtlar artıyor olsa da, bilim adamları havadaki parçacıkların beyni nasıl etkileyebileceğini henüz çözemediler.

Son zamanlarda, Penn State Üniversitesi'nden araştırmacılar, kirlilik, koku alma duyumuz ve nörolojik hastalıklar arasındaki olası bağlantıları araştırdılar.

Bulgularını bu hafta başlarında dergide yayınladılar eLife.

Araştırmak için, araştırmacılar özellikle beyin omurilik sıvısı (BOS) akışıyla ilgilendiler.

CSF, beyin ve omuriliği içeren merkezi sinir sistemini (CNS) çevreleyen bir sıvıdır. Klasik olarak, CNS'yi koruyan bir tampon görevi gördüğü düşünülüyordu, ancak zamanla bilim adamları daha fazla rol keşfettiler.

Çalışmanın yazarlarından biri olan Prof. Patrick Drew şöyle açıklıyor: "Sadece beyni tamponlamakla kalmayıp aynı zamanda beyin ve omurilik alanından başka şeyler de transfer edebileceği giderek daha fazla anlaşılıyor."

KYS'nin hastalıktaki rolü

Araştırmacılar, CSF'nin atık temizlemedeki rolü ve CNS çevresinde nasıl aktığı ile giderek daha fazla ilgileniyorlar. Bugüne kadar araştırmacılar, CFS'nin üretimini ve çıkışını neyin yönettiği konusunda net değiller.

Parkinson ve Alzheimer gibi nörolojik durumlar, hatalı veya şekilsiz proteinlerin birikmesi ile karakterize edilir; belki CSF klirensi bir rol oynayabilir.

Bilim adamları, soluduğumuz havadaki kirliliğin CSF'yi nasıl etkilediğini ve bu nedenle beyinde toplanmayı nasıl reddettiğini anlamak istediler; ama havadaki bileşikler CSF'ye nasıl ulaşır?

Çalışmanın bir başka yazarı, yüksek lisans öğrencisi Jordan N. Norwood ilk ipucunu şöyle açıklıyor: “Başka bir deney için beyin omurilik sıvısını bir boya ile etiketlemeye çalışıyordum. Bu boyalı beyin omurilik sıvısının burundan dışarı aktığını görmeye başladık. "

Şaşırtıcı olsa da, Norwood, CSF'nin beyinden burundan çıkabileceğini tahmin eden ilk kişi değildi. Eski araştırma makalelerine baktığında, bu olasılığa birkaç referans vardı.

Bilim adamları ayrıca, araştırmacıların, azalmış koku alma duyusunun bazen nörolojik koşulların erken bir işareti olduğunu zaten gösterdiklerini de belirtti. Örneğin, yayınlanan bir çalışma Nöroloji bir koku tanımlama testindeki düşük performansın, bir gün, klasik semptomlar ortaya çıkmadan önce Alzheimer’ı tahmin etmenin yararlı bir yolu olabileceği sonucuna vardı.

Duyusal sinirleri yok etmek

Daha fazla araştırma yapmak için araştırmacılar, farelerde çinko sülfatla koku alma duyu sinirlerini yok ettiler. İlginç bir şekilde, bu sinirler, memeli CNS'nin dış çevre ile doğrudan temas eden tek parçasıdır.

Beklendiği gibi, bu duyu sinirlerini yok etmek, farelerin koku alma yeteneğini ortadan kaldırdı. Ayrıca, CSF'nin burundan akışını "büyük ölçüde azalttı". Araştırmacılar daha sonra bunun fareler üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığını araştırdılar.

Prof. Drew'a göre, "Hayvanlar ve insanlar sürekli CSF yapıyor, bu yüzden dışarı çıkmazsa basınç yükselecek, ancak burundan akış durduktan sonra basıncın artmadığını gördük."

Yazarlar, sistemin başka şekillerde telafi etmesi gerektiğine inanıyorlar; belki başka bir yol boşluğu almaktır. Örneğin, beynin lenfatik sistemin versiyonu olan glifatik sistem bir rol oynuyor olabilir.

Alternatif olarak, vücut CNS içinde artan basıncı önlemek için daha az CSF üretebilir.

Tüm bu bulguları göz önünde bulunduran araştırmacılar, kirliliğin zamanla koku alma duyu nöronlarına zarar verdiğini varsayıyorlar. Bu, CSF'nin akışında veya üretiminde bir değişiklik yaratır. CSF, CNS'den metabolik çöpü temizlemek için hayati önem taşıdığından, bu nörolojik hastalıkların gelişiminde rol oynar. Yazarlar şöyle yazıyor:

"[R] eğitimli CSF cirosu, nörodejeneratif bozukluklara neden olan toksik metabolitlerin ve proteinlerin birikmesine katkıda bulunan bir faktör olabilir."

Yazarlar, bunun, kirliliğin beyni etkilediği kesin yol olduğunu kanıtlamak için yola çıkmadılar, ancak teori ilgi çekicidir. Araştırmacılar önsezilerini daha fazla test etmeyi planlıyorlar.

Norwood, "Daha sonra, aynı etkiyi elde edip edemeyeceğimizi görmek için kurum veya jet yakıtı parçacıklarıyla çalışan Malzeme Araştırma Enstitüsü'ndeki bir laboratuvarla işbirliği yapmak istiyoruz" diye açıklıyor.

Bunlar ilk günler olsa da, bu anlatının nasıl ortaya çıktığını görmek büyüleyici olacak.

none:  obezite - kilo verme - fitness sırt ağrısı alerji